Tabii ki bunda özel kanal sayısıyla birlikte projelerin sayısının az olmasının da etkisi vardı. Yaşadığımız ülkede her şey o kadar zor ki bazı şeylerin de kolay hallolmasını istiyorsunuz. Toplumun her kesiminden insanın bağ kurup özdeşleşebileceği dünyalar yaratıldı. Daha az iş, daha çok aile ve çocuklar. Çoğu oyuncu birkaç sene ara verebilirdi ama siz tercih etmediniz. Seyircinin bundan çok hoşlandığını düşünüyorum. Yıllar içinde yaşamın içinden o kadar çok kadınla sohbet etme şansım oldu ki bu konuyla ilgili. 90’LAR TABİİ Kİ- Hem 90lı yıllarda hem 2000lerin başında hem de günümüz yapımlarında rol almış biri olarak içerik, konu ve samimiyet açısından bir kıyaslama yapacak olursanız hangi dönemi öne çıkarırsınız?90ları ön plana çıkarırım çünkü 90ların sonu 2000lerin başı, içerik ve dizilerin süreleri açısından daha gerçek ve samimiydi. Songül, Hayriye, Medine üçlüsünü bağırlarına bastılar. ‘AMAZONLAR GİBİ SAVAŞTIK’- İkizleriniz Aylin ve Leyla yaşam mücadelesinin daha başında zorlu evreleri atlatmayı başarmış bireyler. . Bu bağlamda anlaşabildiğim yapımcılarla ve sevdiğim senaryolarda çalıştım. Yaptıkça yapabilme gücünüz ve kendinize olan inancınız artıyor. Ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı bireyler olarak devam etmelerine çok yardımcı olacaktır. Aslında koşullar belirledi o dönem işlerin gidişatını. Bu, onun hafızalara kazınan sayısız rolünden yalnızca biri. - Songülün öyküsü yaşamda tek başına var olan, olmaya çalışan kadınlar için de çok önemli. Aşağıda konumlananların gözünden yukarıdakileri görüyoruz. Bu da mesleğinizle olan bağınızla ilgili çok şey anlatıyor. Ancak biz burada esas aşağıdakilerin hayat mücadelelerini, dertlerini, maceralarını, aşklarını ve yukarıdakilerle iç içe geçmiş ilişkilerini izliyoruz. Artık yeterrrr!!!”BİLDİĞİM TEK ŞEY OYUNCULUK- Oyunculuk mesleğinde kendini ispat etmek ve yer edinmek mutlaka zorlu süreçler. - Zorlu bir doğum süreci yaşamıştınız ama sonrasında hızlıca sahnelere ve ekranlara döndünüz. . Son dönemde gördüğüm en komik yorum şuydu: “Yeter artık lütfen Ayça Bingöl’e fakir rolleri oynatmayın. Yaşamda esnek ve dayanıklı olabilmelerini önemsiyorum daha çok. Bu açıdan doğuştan güçlü ve dirençli olduklarını söyleyebiliriz sanırım. - Kirli Sepeti ülkemizdeki dizi formatını tamamen tersyüz eden bir senaryoya sahip. Koşullara uyum sağlama becerisi yani “rezilyans”. Bazen çocukları da oyuna, kulise, turneye götürdüm. Bugüne kadar çoğu senaryoda yukardakilerin hikâyesi ana aks olarak akarken aşağıdakileri yan hikâye unsuru olarak izledik. Peki onları yaşamda güçlü olmaları için nasıl yetiştiriyorsunuz?Ben ve kızlar, Amazonlar gibi savaştık o süreçlerde. Hem izleyiciye yaşattığı duygular, verdiği mesajlar hem de kişisel yaşam öyküsüyle “Güçlü kadın” tanımlamasının altını sonuna kadar dolduran Bingöl ile ekrandan yaşama doğru keyifli bir sohbet yaptık. Gelen teklifler için de benim yeni anne olarak çalışma şartlarım belliydi. Siz ne zaman Ben bu mesleği yapabiliyorum galiba dediniz kendinize?İstikrarla uzun maratonlar koşmayı başarabildiğimden sanırım. Anne olduktan sonra hangi işi yaparsanız yapın öncelikleriniz değişiyor. Ancak yapılan işlerin içeriklerinin de niteliklerinin de seviyesi oldukça yukarıdaydı. Ayça Bingöl bugünlerde “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak pazar akşamları televizyon ekranlarında karşımıza çıkıyor. Bir anlamda hayattaki figüranların başrol olduğu bir dizi. Aslında size, güçlü bir karakter olmasıyla benzediğini düşünüyorum. Büyümelerinin her anına eşlik etmek istiyorum. Eskiden sosyal medya mı vardı. Şimdi sekiz yaşında oldular. Biraz daha rahatladım; çünkü büyüdüler; okulları, kendi sosyal yaşantıları var. Güçlü olmak bu unsurları dengede tutarak daha mümkün geliyor bana. Senaryo, oyuncu seçimleri ve yönetmen isimlerine de bakarsanız çok efsane kadrolarla efsane işler çıkarıldığını görebilirsiniz. - Songül çok güçlü bir kadın. Siz kendisiyle benzerlikler gördünüz mü?Evet kendimi bazı konularda güçlü buluyorum ama hayat bazen sizi mecbur bırakır ya güçlü olmaya o zamanlar pek hoşuma gitmiyor açıkçası. Senaryoda en çok ilgimi çeken de bu konumlandırmalar oldu. Zaten bildiğim tek şey oyunculuk, başka ne yapabilirim ki? Emekliliği de yok oyunculuğun, sağlığım yerinde olduğu sürece sevdiğim işlerin içinde olacağım inşallah. ",Rol verdiği karakterler, yer aldığı öykülerle kadınlara esin olan Ayça Bingöl şimdi “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak ekranlarda. ) Etiketlendiklerim önüme düşüyor, okuyorum gördüklerimi. Binlerce insanın motivasyonu, ilham kaynağı olmak benim için tarifsiz mutluluk ve doyum kaynağı. (Gülüyor. EN GÜLDÜREN YORUM- Sosyal medyada hakkınızda yazılanları ne kadar okuyorsunuz? Hakkınızda yazılan en ilginç veya sizi en çok güldüren yorum nedir?Çok okumam, öyle bir alışkanlığım yok. Rolünüzü oynarken bu da ayrı bir motivasyon kaynağı oluyor mu?Televizyon kariyerimde oynadığım karakterler tek başına var olmaya çalışan kadınları anlatmaya çalışmakla çok özdeşleşti. Bir yandan çalışıp bir yandan annelik yapmak zor. Bir şekilde hallettik, kolay olduğunu söyleyemem. Tiyatroya ara vermedim, saat olarak daha rahat. ",. Galiba Songül gibi inatçıyım, en çok bu yönümüz benziyor. Devam etme gücümün büyük bir kısmını seyirciden alıyorum.
Senaryoda en çok ilgimi çeken de bu konumlandırmalar oldu. Yaşamda esnek ve dayanıklı olabilmelerini önemsiyorum daha çok. Artık yeterrrr!!!”BİLDİĞİM TEK ŞEY OYUNCULUK- Oyunculuk mesleğinde kendini ispat etmek ve yer edinmek mutlaka zorlu süreçler. Aslında size, güçlü bir karakter olmasıyla benzediğini düşünüyorum. Bugüne kadar çoğu senaryoda yukardakilerin hikâyesi ana aks olarak akarken aşağıdakileri yan hikâye unsuru olarak izledik. Tabii ki bunda özel kanal sayısıyla birlikte projelerin sayısının az olmasının da etkisi vardı. Büyümelerinin her anına eşlik etmek istiyorum. Galiba Songül gibi inatçıyım, en çok bu yönümüz benziyor. Zaten bildiğim tek şey oyunculuk, başka ne yapabilirim ki? Emekliliği de yok oyunculuğun, sağlığım yerinde olduğu sürece sevdiğim işlerin içinde olacağım inşallah. Daha az iş, daha çok aile ve çocuklar. Biraz daha rahatladım; çünkü büyüdüler; okulları, kendi sosyal yaşantıları var. Bir anlamda hayattaki figüranların başrol olduğu bir dizi. Yaptıkça yapabilme gücünüz ve kendinize olan inancınız artıyor. - Zorlu bir doğum süreci yaşamıştınız ama sonrasında hızlıca sahnelere ve ekranlara döndünüz. Tiyatroya ara vermedim, saat olarak daha rahat. Yaşadığımız ülkede her şey o kadar zor ki bazı şeylerin de kolay hallolmasını istiyorsunuz. Aslında koşullar belirledi o dönem işlerin gidişatını. EN GÜLDÜREN YORUM- Sosyal medyada hakkınızda yazılanları ne kadar okuyorsunuz? Hakkınızda yazılan en ilginç veya sizi en çok güldüren yorum nedir?Çok okumam, öyle bir alışkanlığım yok. Anne olduktan sonra hangi işi yaparsanız yapın öncelikleriniz değişiyor. Son dönemde gördüğüm en komik yorum şuydu: “Yeter artık lütfen Ayça Bingöl’e fakir rolleri oynatmayın. ",Rol verdiği karakterler, yer aldığı öykülerle kadınlara esin olan Ayça Bingöl şimdi “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak ekranlarda. Seyircinin bundan çok hoşlandığını düşünüyorum. Siz ne zaman Ben bu mesleği yapabiliyorum galiba dediniz kendinize?İstikrarla uzun maratonlar koşmayı başarabildiğimden sanırım. Songül, Hayriye, Medine üçlüsünü bağırlarına bastılar. 90’LAR TABİİ Kİ- Hem 90lı yıllarda hem 2000lerin başında hem de günümüz yapımlarında rol almış biri olarak içerik, konu ve samimiyet açısından bir kıyaslama yapacak olursanız hangi dönemi öne çıkarırsınız?90ları ön plana çıkarırım çünkü 90ların sonu 2000lerin başı, içerik ve dizilerin süreleri açısından daha gerçek ve samimiydi. Gelen teklifler için de benim yeni anne olarak çalışma şartlarım belliydi. Koşullara uyum sağlama becerisi yani “rezilyans”. (Gülüyor. Bu, onun hafızalara kazınan sayısız rolünden yalnızca biri. Senaryo, oyuncu seçimleri ve yönetmen isimlerine de bakarsanız çok efsane kadrolarla efsane işler çıkarıldığını görebilirsiniz. Aşağıda konumlananların gözünden yukarıdakileri görüyoruz. Şimdi sekiz yaşında oldular. Binlerce insanın motivasyonu, ilham kaynağı olmak benim için tarifsiz mutluluk ve doyum kaynağı. - Songülün öyküsü yaşamda tek başına var olan, olmaya çalışan kadınlar için de çok önemli. Eskiden sosyal medya mı vardı. Çoğu oyuncu birkaç sene ara verebilirdi ama siz tercih etmediniz. Yıllar içinde yaşamın içinden o kadar çok kadınla sohbet etme şansım oldu ki bu konuyla ilgili. Bu bağlamda anlaşabildiğim yapımcılarla ve sevdiğim senaryolarda çalıştım. Güçlü olmak bu unsurları dengede tutarak daha mümkün geliyor bana. . ) Etiketlendiklerim önüme düşüyor, okuyorum gördüklerimi. Ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı bireyler olarak devam etmelerine çok yardımcı olacaktır. Siz kendisiyle benzerlikler gördünüz mü?Evet kendimi bazı konularda güçlü buluyorum ama hayat bazen sizi mecbur bırakır ya güçlü olmaya o zamanlar pek hoşuma gitmiyor açıkçası. Ayça Bingöl bugünlerde “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak pazar akşamları televizyon ekranlarında karşımıza çıkıyor. Bir şekilde hallettik, kolay olduğunu söyleyemem. Devam etme gücümün büyük bir kısmını seyirciden alıyorum. Peki onları yaşamda güçlü olmaları için nasıl yetiştiriyorsunuz?Ben ve kızlar, Amazonlar gibi savaştık o süreçlerde. - Songül çok güçlü bir kadın. Rolünüzü oynarken bu da ayrı bir motivasyon kaynağı oluyor mu?Televizyon kariyerimde oynadığım karakterler tek başına var olmaya çalışan kadınları anlatmaya çalışmakla çok özdeşleşti. Ancak biz burada esas aşağıdakilerin hayat mücadelelerini, dertlerini, maceralarını, aşklarını ve yukarıdakilerle iç içe geçmiş ilişkilerini izliyoruz. Ancak yapılan işlerin içeriklerinin de niteliklerinin de seviyesi oldukça yukarıdaydı. Toplumun her kesiminden insanın bağ kurup özdeşleşebileceği dünyalar yaratıldı. Bu açıdan doğuştan güçlü ve dirençli olduklarını söyleyebiliriz sanırım. ‘AMAZONLAR GİBİ SAVAŞTIK’- İkizleriniz Aylin ve Leyla yaşam mücadelesinin daha başında zorlu evreleri atlatmayı başarmış bireyler. ",. . Hem izleyiciye yaşattığı duygular, verdiği mesajlar hem de kişisel yaşam öyküsüyle “Güçlü kadın” tanımlamasının altını sonuna kadar dolduran Bingöl ile ekrandan yaşama doğru keyifli bir sohbet yaptık. - Kirli Sepeti ülkemizdeki dizi formatını tamamen tersyüz eden bir senaryoya sahip. Bir yandan çalışıp bir yandan annelik yapmak zor. Bazen çocukları da oyuna, kulise, turneye götürdüm. Bu da mesleğinizle olan bağınızla ilgili çok şey anlatıyor.